Güzel Bir Hafta Sonu Dileriz

Kısa Kısa'da yeni bir Hikaye

Yolunacak Kaz?..

Sağlıcakla Kalın

×

Loading...
LÜTFEN KULAK VERİN "COVİD" TEHLİKELİDİR

















SON YAZILAR :
Loading...


Hayatın İçinden etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Hayatın İçinden etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Haziran 2022

İlginç Ölümler

Tarih boyunca insanlar bir çok inanılmaz sebepten dolayı hayatlarını kaybettiler. O ilginç ölümleri sizler için derledik...

image

1- 28 yaşındaki Sergey Tuganov iki kadınla bütün gün birlikte olacağına dair 3000 dolarına iddiaya girdi. İktidarını kanıtlamak isteyen Rus adam bir kutu viagra içti. Tuganov iddiayı kazandı ancak 12 saat sonra kalp krizinden hayatını kaybetti.

image

2- Almanya'da bir kadın avukat sevgilisini göğüsleriye öldürmek istemişti. 33 yaşındaki Franziska Hansen göğüslerini silah gibi kullanarak Tim Schmidt'i öldürmek istemişti. Tim Schmidt mahkemede "Cinsel ilişkiye giriyorduk üzerime çıplak oturdu ve göğüslerini öpmemi istedi. Aniden kafamı tuttu ve göğüslerine doğru çekmeye başladı. Nefes alamamaya başladım. Mosmor olmuştum.."

3- Ukrayna’nın güneydoğusunda bulunan Zaporizhia kentinde bir kadın, cumartesi günü rayların üstünde cinsel ilişki yaşadığı sırada gerçekleşen tren kazası sonucu hayatını kaybetti.

image

image  image

Sevgilisi o gün yaşanları anlattı...

Kadının erkek arkadaşının (41) ise bacaklarının dizden aşağı olan kısmını kaybettiği bildirildi.image

Dün Fransa merkezli haber ajansı AFP’ye açıklamalarda bulunan polis sözcüsü, çiftin olay anında sarhoş oldukları ihtimalinin üzerinde durduklarını belirtti.

image

image

4- Washington eyaletinde yaşayan 51 yaşındaki Donna Lange kazara adam öldürmekle suçlanıyor. İddiaya göre 88 kilogram ağırlığındaki Donna Lange kendinden zayıf olan sevgilisinin yüzüne göğüsleriyle kapanarak onu öldürdü.

Polis olay yerinde geldiğinde kadını, sevgilisinin üzerinde yatarken buldu.
Görgü tanıklarına göre kadın ile karavanı paylaşan adam gitmek istediğini söyledi. Bir tanık "Kadının göğüsleri adamın yüzüne kapanmıştı. Onu boğarak öldürdü" dedi. Ağır bir şekilde alkollü olduğu belirlenen Lange'ın yüzünde yaralar olduğu gözlendi. Lange adamnın nasıl öldüğü ile ilgili bir fikrinin olmadığını söyledi.

imageDoktorlar adamın Washington İsveç Tıp Merkezi'ne vardığında öldüğünü tespit etti. Polis olay yerinde kurban, bir adam ve üç kadının daha aşırı alkollü olarak bulunduğunu söyledi.

Öte yandan kurbanın elinde bulunan saç parçalarının Lange'ın saçlarıyla benzerlik gösterdiği belirtildi. Lange ikinci dereceden kazara adam öldürmekten dolayı mahkeme karşısına çıkacak.

image

5- 1985 yılında, New Orleans'lı cankurtaranlar, hiç kimsenin boğulmadığı sezonu kutlamak için bir parti düzenlediler. Parti sona erdikten sonra, konuklardan 31 yaşındaki Jerome Moody, havuzun dibinde ölü bulundu. Bu duruma "kader"den daha iyi bir açıklama getirilemez herhalde, zira Moody'nin boğulduğu partide görevli olan 4 cankurtaran, partide eğlenenler arasında da 100'ün üzerinde cankurtaran bulunmaktaydı.

image

6- Tarih boyunca insanlar bir çok inanılmaz sebepten dolayı hayatlarını kaybettiler. Resimde gördüğünüz "kolye", bu ölüm sebeplerinden sadece biri. Hikayesini kısaca özetlemek gerekirse, bu kolye, ucunda patlayıcı maddeyle, bir adamın boynunda duruyordu...

image28 Ağustos 2003 günü, bir pizza dağıtıcısı, baston görünümü verilmiş tüfekle banka soymaya kalkıştı. Polis tarafından yakalanan zanlı, Brian Wells, soyguna daha önce pizza bırakmak için gittiği evdekilerin zorlamasıyla kalkıştığını söyledi. Ucunda patlayıcı madde bulunan bir kolye, Wells'in boynuna takılmıştı. Bomba imha uzmanları kolyeye müdahale edemeden önce kolye infilak etti ve Brian Wells'in ölümüne neden oldu. 2007 yılına dek sırrını koruyan bu dava, artık çözüldü. Temmuz 2007'de yetkililer, Wells'in suçuna ortak olan 3 kişi olduğunu açıkladılar. Bunlardan ikisi suçlu bulunurken, diğerleri aleyhinde ifade veren 3. zanlı suçlu bulunmadı. Yapılan açıklamalara göre, Wells, boynuna takılacak bombanın gerçek olmadığını sanıyordu. Son anda bombanın gerçek olduğunu öğrenince vazgeçmeye çalıştı ancak suç ortakları kolyeyi silah zoruyla boynuna taktılar ve sonrasında tanık kalmaması için Wells'in boynundaki kolyeyi uzaktan kumanda ile patlattılar.

image

7- 2006 yılında Mariesa Weber'in ailesi, kızlarının kaybolduğu iddiasıyla polise başvurdu. İki hafta sonra, Weber'in cesedi, evdeki kitaplığın arkasında, başaşağı sıkışmış halde bulundu. Weber'in televizyon kablosunu takmaya çalışırken düştüğü tahmin ediliyor.

image

8- 7 yaşındaki İngiliz Betty Stobbs, 1999 yılında koyunlarını beslemek amacıyla motorsikletinin arkasına bir balya ot bağladı. Ancak koyunları çok aç olsa gerek, balyaya birden saldırarak, Stobbs'un 30 metrelik taş ocağı çukuruna düşmesine sebep oldular. Stobbs bu düşüşten sağ kurtulsa da, üzerine düşen motorsikletinden kaçamayınca hayatını kaybetti.

image

9- 2006 yılında, ünlü Avustralyalı vahşi yaşam uzmanı, "timsah avcısı" Steve Irwin, bir vatoz balığının iğnesiyle onu kalbinden sokması sonucu hayatını kaybetti.

image

10- Aktör Vic Morrow, Twilight Zone: The Movie filminin çekimleri sırasında özel efekt patlamalarının çekimde kullanılan helikopteri kontrolden çıkarmasıyla, helikopter pervanelerince parçalanmıştı. Korkunç olayda iki de çocuk aktör hayatını kaybetmişti.

image

11- Christine Chubbuck, canlı televizyon yayını sırasında intihar eden ilk ve tek televizyon muhabiri ünvanına sahip. 15 Temmuz 1974'te, yayının 8. dakikasında Chubbuck çıkardığı tabanca ile kendisini vurarak intihar etmişti.

image

12- Jerome Irving Rodale, sağlıklı yemek fikrinin savunucularındandı. Çılgın bir taksi şöförü tarafından ezilmediğim sürece 100 yaşına kadar yaşarım diyen Rodale, 72 yaşında katıldığı bir talk şov programında kalp krizi geçirerek hayatını kaybetmişti.

image

13- Christo ve Jeanne-Claude adlı iki sanatçı, 1991 yılında California ve Japonya'ya dev şemsiyeler kurmuşlardı. 6 metre yüksekliğinde ve 8.7 metre genişliğindeki bu şemsiyelerden biri, kurulduktan iki ay sonra, şiddetli rüzgarın etkisiyle yerinden çıkıp, Lori Rae Keevil-Mathews adlı 33 yaşındaki bir turistin üzerine devrilerek ölümüne neden olmuştu. Olay sonrası şemsiyeler hemen toplanmaya başlanmış, ancak Japonya'daki şemsiyelerin sökülmesi sırasında vinç operatörü Masaaki Nakamura, vincinin kolu 65.000 voltluk gerilim hattına takılınca hayatını kaybetmişti.

image

14-  "Modern dansın anası" olarak tanınan Isadora Duncan, 1927 yılında, kendisi kadar meşhur eşarbı, bindiği otomobilin lastiğine dolanınca boğularak öldü.

image

15- Danimarkalı astronom Tycho Brahe, 1601 yılında düzenlenen ve çok uzun süren bir ziyafette çişini tutmak zorunda kalmıştı. (Yemeğin ortasında kalkmak çok kaba bir hareket olarak yorumlanıyordu) Mesanesi gereğinden fazla dolan Brahe, bu sebeple ortaya çıkan enfeksiyon yüzünden hayatını kaybetmişti.

image

16- Evlerindeki hiçbir eşyayı atmayan ve özellikle gazeteleri biriktiren iki kardeş olan Homer ve Langley Collyer, bu takıntıları sebebiyle hayatlarını kaybettiler. 1947 yılında, polise gelen bir telefonda Collyer'lerin evinde bir ölü olduğu bildirildi. Daha sonra evi araştıran polis, Homer Collyer'in cesedini buldu, ancak kardeşi Langley hiçbir yerde görünmüyordu. 2 hafta sonra, evden yaklaşık 100 tonluk çöp çıkarıldıktan sonra durum açıklığa kavuştu. Langley, gazete yığınlarının altından sürünerek felçli kardeşine yemek götürmeye çalışırken kendi kurduğu bir bubi tuzağına yakalanarak ölmüş, kardeşi de bir kaç gün sonra açlıktan hayatını kaybetmişti.

image

17- Tuvalette ölen bir çok insan olsa da, en meşhurları hiç şüphesiz Elvis Presley'dir. Rock'n Roll kralı Presley, banyosunda kusarken hayatını kaybetmişti. Doktorlar yaptıkları incelemede "Kral"ın ölüm nedeninin aşırı kilo ve ilaç kullanımına bağlı kalp krizi olduğunu tespit etmişlerdi.

image

18- Robert Williams, "bir robot tarafından öldürülen ilk insan" ünvanının sahibi. Williams, 25 Ocak 1979 yılında, Ford fabrikasında çalışırken bozulan bir robot kolunu onarmaya çalışırken, tekrar çalışır hale gelen kolun kafasına vurduğu darbe ile hayatını kaybetti. Robotlar tarafından öldürülen ikinci insan ise Kenji Urada adlı Japon mühendisti. Kenji, Kawasaki fabrikasında, onarmaya çalıştığı bir robotun mekanik kolu tarafından öğütme makinesine itilerek ölmüştü.

22 Haziran 2022

Engizisyon

Engizisyon Mahkemeleri Sembolü
Engizisyon (Latince: inquisitio, soruşturma), Katolik Kilisesi'ne bağlı bir mahkeme sistemi idi. Gerek kararları, gerek siyasi ve dini görüşleri nedeniyle dört büyük engizisyon adından çok söz ettirdi.

Orta Çağ Engizisyonu

Tarihçiler bu terimi, Psikoposluk (Episkopal) Engizisyonu (1184-1230'lar) ve daha sonra Papa Engizisyonu (1230'lar) dahil olmak üzere 1184'te başlayan çeşitli soruşturmaları tanımlarken kullanırlar. Bu soruşturmalar, Avrupa'daki Hristiyanlık için sapkın olarak kabul edilen büyük popüler hareketlere yanıt olarak başlatılmıştır.

13. yüzyılda, Papa IX. Gregorius (hükmü 1227-1241), soruşturma yürütme görevini Dominikan ve Fransisken Tarikatı'na verdi. Orta Çağ'ın sonlarında, İngiltere ve Kastilya, papal engizisyonu olmayan tek büyük batı uluslarıydı. Engizitörlerin çoğu üniversitelerde ilahiyat ve/veya hukuk öğreten rahiplerdi.

İspanyol Engizisyonu

İspanyol Engizisyonu ise Kastilya kraliçesi I. Isabella'nın ısrarı üzerine, Papa IV. Sixtus tarafından 1483 yılında onaylandı. Engizisyonun, Müslümanlarla Yahudilerin Hristiyanlaştırılması, Katoliklik dışındaki mezheplerin baskılanması, Osmanlı işgalinde oluşabilecek işbirlikçilere karşı koruma sağlanması gibi hedefler ile ilan edildiği düşünülmektedir.

Engizisyon dolayısıyla 200.000'e yakın Yahudi, 1492 yılında İspanya'yı terk etti, kalanlar ise büyük oranda Hristiyanlığı kabul etti, küçük bir azınlık ise kabul etmiş gibi yaparak Kripto Yahudiliği benimsedi. İspanya'dan sürülen Yahudilerin büyük çoğunluğu ilk başta Portekiz ve Kuzey Afrika'ya göç etti, ancak daha sonra Portekiz'den de sürgün edildiler. Aragon'dan sürülen Yahudilerin ise büyük çoğunluğu İtalya'ya göç etti. Bazıları da Osmanlı İmparatorluğu'na sığındı.

Granada'da ise Granada Antlaşması gereği Müslümanlara ilk yıllarda din özgürlüğü tanınmış olmasına rağmen, Müslümanlar tarafından çıkartılmış çeşitli isyanlar dolayısıyla halkın zorunlu Hristiyanlaştırılması başlamıştır. Granadalı Müslümanlara vaftiz olup Hristiyan olma, tutuklanarak tutsak edilme veya öldürülme ile ülkeden sürülme seçenekleri tanınmıştır. Böylelikle bölgedeki Müslüman nüfus neredeyse tamamen Hristiyanlaştırılmıştır. Ancak, Moriskolar olarak da adlandırılan bu grubun bazı üyeleri gizli bir şekilde İslam inancını korumuştur.

Moriskoların İspanya'nın çeşitli bölgelerinde isyanlar çıkartmaları, hala eski inançlarını korumalarıyla suçlanmaları ve Osmanlı Devleti ile işbirliği yaptıkları gerekçe gösterilerek çeşitli dönemlerde Kuzey Afrika'ya zorunlu sürgüne tabi tutulmuşlardır. Kripto-Müslümanların Engizisyon sonucu en son yargılanmaları 1727'de hafif cezalarla gerçekleşmiş olup, 18. yüzyılın sonlarında bu halkın tamamen asimile olduğu düşünülmektedir.

Roma Engizisyonu

Roma Engizisyonu, Roma Katolik Kilisesi'nin savunduğu öğretiyi korumak için Papa III. Paulus tarafından 1542'de kuruldu. Genel olarak Kalvenizm'e ve Luthercilere savaş açtı. Roma Engizisyonu, cadılık ve büyücülükle de uzun yıllar mücadele etti. Bir manastıra ya da piskoposun sarayına yerleşen engizisyon sorgucusu, daha sonra halkı kilisede toplayıp uzun vaaz veriyordu. Amaç, yerel halkla ilişkileri sıcaklaştırmak ve onların güvenini kazanmaktı.

Portekiz Engizisyonu

Portekiz’de 1532’de Diogo da Silva ilk genel engizitör tayin edildi, 1536’da da bir papalık fermanıyla İspanya modelinde engizisyon kuruldu. Ancak yine de üç yıl işler kanunla yürütülmüş, on yıl boyunca da müsadere yoluna gidilmemiştir. Papa Paul, yeni elçisine engizisyonu idare konusunda yetki verirken kral da kardeşini genel engizitör tayin ederek mahkemenin otoritesini güçlendirdi. İlk “auto da-fe” Lizbon’da 1540 yılında uygulandı. 1547’de engizisyonun bu ülkedeki kuruluşu tamamlandı; “auto da-fe”ler ve diğer cezalar yıldan yıla arttı. 1683’te Lizbon’da bütün Portekiz tarihinin en kötü gelişmelerinden biri olarak engizisyon, Hıristiyanlık’tan uzaklaşmakla suçlanan kimselerin çocuklarının ana babalarının ellerinden alınması ve Katolik inançları geleneğine göre yetiştirilmesi kararını aldı.

İlgili filmler

"The Spanish Inquisition", History of the World Part I (Komedi, 1981)

Gülün Adı, (Fransızca: Le Nom de la Rose)', (1986)

Goya'nın Hayaletleri, (Goya's Ghosts, 2006)

ParaNorman, (2012)

Assasins Creed (2016)

17 Haziran 2022

Sorgusuz Sualsiz Bugüne Kadar Doğru Kabul Ettiğimiz Günlük Hayatımızdaki 9 Yanlış Bilgi

Birtakım aslı astarı olmayan bilgiler, bir şekilde nesilden nesile günümüze kadar gelmeyi başardı. Hem de hatalı olmasına rağmen, bu bile bir bakıma başarı sayılabilir. Modern dünyanın geçmişe göre bir şeyleri daha çok araştırıp sorgulama şansı oldu, bu şekilde yanlış bilgiler doğruları ile yer değiştirdi. Günlük hayatta sıklıkla karşımıza çıkan ve hatta bazen bizlerin de başkalarına aktardığı bu bilgilerden bazıları büyük bir yanlıştan başka bir şey değil.

1. Çin Seddi’nin uzaydan görün(me)mesi



Genellikle herkes tarafından iddia edilen ve nereden ortaya atıldığına dair bir ipucu olmayan kocaman bir yalan ile karşı karşıyayız. İnsan yapımı bu dünyanın en büyük duvarlarının ne kadar devasa olduğuna asla şüphe yok fakat hiçbir insan yapımı bina yahut duvar uzaydan görünecek kadar büyük olamaz.

2. Japon balıklarının 3 saniyecik hafızaya sahip olması


Balıkların hafızalarının kısa süreli bilgileri kapsadığı konusunda hemfikiriz fakat yine de çoğu canlıdan çok farklı bir hafızaya sahip olduklarından bahsetmek doğru olmaz. Hele hele Japon balıklarının minicik 3 saniyelik bir hafızaya sahip olduğundan bahsetmek yanlış olur. Aradan günler, haftalar hatta aylar sonra bile birtakım ses ve sembolleri anımsayabildikleri uzmanlar tarafından belirtilen bilgilerden biri.

3. Soğuktan korunmak için alkole sarılmak


Elbette çetrefilli bir kış gününde bir konyağa yahut sert bir içkiye dalmak hakkınız fakat bunu ısınma bahanesi ile gündeme getirmenize pek gerek yok. Alkol cildinizi sıcak hissettirir çünkü kan damarları genleşir, cildinizin yüzeyine kan akar fakat vücut ısınızı arttırmaz.

4. Lezzetiyle dillere destan kruvasanın Fransızlara ait olmayışı


İsmi ve lezzeti Fransızlarla özdeşleşmiş ünlü hamurişi ürünü aslında Avusturya’lılara ait. Bir Avusturya’lı subayın Fransa’da yaşadığı yıllarda açmış olduğu fırın ile ün kazanan ve bölgede büyük bir şöhret yakalayan kruvasan bugün Fransa denilince ilk akla gelen besinlerin arasında gösteriliyor.

5. Okul hayatı boyunca matematikten çaktığı düşünülen Einstein


Muhtemelen okuldaki başarısızlık durumlarında bu gibi hikayelerle kendimizi avutuyoruz. Başarısız olduğumuz bir dersle karşı karşıya kalınca kendimizi bir parça iyi hissetmemizin yolu da buradan geçiyor olsa gerek. Ancak bu bilgi başlı başına bir yanlıştan başka bir şey değil; Albert Einsten 15 yaşına kadar bir matematik ustasıydı zaten ve gelişmiş hesaplamaları da yine o yaşlarda yapabiliyordu.

6. İnsan beyninin yüzde 10’unun kullanılması


İnsan beyninin çok daha düşük bir bölümü kullanılır olduğu doğru fakat buna yüzde bir değer vermek yanlış olur. Üstelik bunu %10 olarak belirtmek çok kolay çürütülebilecek bir tez, insan beyni birkaç alandan oluşuyor ve her birinin sürdürmekte olduğu farklı işlevler var. Bu da oransal açıdan ele alındığında bile yüzde 10 gibi bir rakamdan oluşmuyor. Bakınız listenin altında bununla ilgili okkalı bir kaynak var.

7. Uyurgezerlerin aniden uyandırılmasının tehlikeli olması


Dünyada ortalama olarak %4-5 civarında uyurgezer var. Uyurgezerlerin faliyette olduğu esnada uyandırılmasıyla ilgili hiçbir tehlikenin olmadığı gibi, uyanmış olmanın verdiği bir kafası karışıklığı dışında onları şoka sokmaz.

8. Öldükten sonra saç, sakal ve tırnakların uzamaya devam etmesi


Bu bilgiye herkesi inandırmak mümkün fakat öldükten sonra saç, sakal ve tırnakların uzadığı bilgisi gerçek değil. Siz öldüğünüzde saç, sakal ve tırnaklarınız büyümeyi durdurur. Ancak cildiniz geriler ve kaslarınız gerginleşir, böylelikle büyümeye devam etmiş gibi görünür hepsi bu.

9. Yarasaların kör olması


Yanlış

Alıntı: Serkan Beyde

04 Haziran 2022

Operation mincemeat (Kıyma operasyonu)

2. dünya savaşı, malum-u aliniz, birçok istihbarat, propaganda ve dezenformasyon operasyonuna da sahne olmuştu


Sözgelimi, "phoney war" denen, Almanya'nın Polonya'yı işgalinden Belçika üzerinden Fransa'yı işgal etmesine kadar geçen çatışması düşük süreçte, Fransız savaş karşıtları "neden Danzig için ölelim?" diye protestolar düzenliyorlardı. Bu savaş karşıtı hareketin, kan emici, savaşın müsebbibi Nazi Almanya'sı tarafından fonlandığı ortaya çıkacaktı. Yahut Stalin'in meşhur büyük temizliği süresince, Alman istihbaratı ile sovyetler işbirliği yapmış, Stalin'in talebiyle alman istihbaratı çeşitli Sovyet generallerinin kendilerine çalıştığını söyleyen sahte belgeler üretip yakalatmıştı. Hele sonraları, Sovyetlerden alınan paraları kullanan Alman ajanlarının da başına türlü işler gelmiş, paraların işaretlendiği böyle keşfedilmişti.

Düşmanın yanlış hedefi vurması için karton ve balondan ordular, gemiler ve hatta şehirler yapılmış, dünyayı kasıp kavuran savaşta istihbarat birimlerinin kafası harıl harıl bu işlere çalışmıştı.

Kıyma operasyonu, yahut operation mincemeat da böyle bir kafa mesaisinin sonucuydu ve oldukça yaratıcıydı

Önce İngilizler, İspanyolların eline düşen bilgilerin Almanların eline düştüğünü keşfettiler. Düşmanı, ona bir takım bilgileri ulaştırıp, düşmanın kendisinin elde ettiğini sanması suretiyle yanıltacak yollar aramaya başladılar; zira ilk çıkarma Sicilya'ya yapılacaktı ve Naziler çıkarmanın Sardinya ve Yunanistan'a yapılacağına inanırlarsa binlerce askeri oraya yığacaklar, Sicilya çıkarması çok daha kolay gerçekleşecekti.

Çözüm bulundu, evsiz bir adamın cesedini buldular. (en zor şeylerden biri bu cesedi bulmaktı) ona bir kimlik yarattılar: William Martin. Yüzbaşı Martin, geçici olarak binbaşılığa terfi etmiş, donanma için çalışan bir subaydı. Ceplerine babasından mektup, sevgilisinden mektuplar ve resim (aslında ingiliz istihbarat servisindeki bir sekreterin fotoğrafı), tiyatro biletleri, banka ihbarları doldurdular.

Normal görünmesi için bayağı çaba sarf ettiler, Almanların sızdığına emin oldukları hatlardan yaptıkları yazışmalarda Martin'den bahsettiler. Beline bir kayışla bağlanmış bir evrak çantası eklediler sonra, çantada da yayımlanacak bir kitapçık için önemli bir komutandan istenen bilgiler ve ona hitaben mektuplar vardı. İnandırıcı olması için konsepti böyle kurmuşlardı; Almanların eline geçecek belgede "Yunanistan'a çıkarma yapacağız" yazmayacaktı, "Şu Yunanistan hazırlıkları yüzünden iş yavaşladı" yahut Sardinya'da sardalya yiyeceğiz yakında" gibi ifadeler geçecekti.

Mektubun içine tek bir kirpik koydular. ve William Martin'i denizaltı ile Endülüs'ün batı kıyılarında denize bıraktılar. nitekim İspanyollar cesedi buldu, bir uçak kazası kurbanı olduğunu düşünüp belgelerine baktılar. İspanya'daki Alman askeri istihbaratı (Abwehr) mensupları belgelere ulaşmak için baskı yaparlarken, İngiliz birimleri de İspanyollar tarafından bilgilendirildi. Otopsiye giren İngiliz temsilci, ceset kokusundan şikayet ederek bir an önce bitmesi için baskı yaptı ve kayıtlara boğulma olarak geçti. Daha sonra Almanların kırdığına emin olduğu bir kriptoyla merkeze yüzbaşı Martin'in öldüğünü ve çok önemli bir evrak çantasının Almanların eline geçmesinden endişe duyduğunu söyleyen bir mesaj çekti.

Yüzbaşı Martin için taziye ilanları çıktı, defin işlemi esnasında resmi tören yapıldı.

Mesajı da kıran Almanlar, büyük bir balık yakaladıklarından emin olup, nihayet belgeleri ele geçirdiler. mektupları kurutup okudular, sonra tekrar ıslatıp zarfa koydular. belgeler daha sonra İspanyollar eliyle İngilizlere teslim edildi. İngiliz istihbaratçılar kirpiğin düşmüş olduğunu görerek, okunduğuna emin oldular.

Hitler Sardinya ve Yunanistan tahkimatlarını güçlendirdi. müttefikler Sicilya'ya çıkarma yaparken Hitler hala Yunanistan'a çıkarma yapılacağından emindi. kandırıldıklarını anladıklarında iş işten geçmişti.

Tıpkı Normandiya çıkarmasının yerini saklamak ve Almanların başka noktaları tutmasını sağlamak için yapılan operasyonlar gibi, operation mincemeat binlerce müttefik askerinin hayatını kurtardı denebilir.

10 Mayıs 2022

Oyuncak Bebekler

!cid_3EAC5CE246634809A4F447D6B04C792E@ANEES


!cid_07E6BAC239074E87A6D1B99E2ABE1149@ANEES!cid_AE64A38843DB48CB94EDAEC8CC1E2478@ANEESMD PI 0078MD PI 0081MD PI 0082MD PI 0083MD PI 0084MD PI 0085MD PI 0086MD PI 0087MD PI 0088

09 Mayıs 2022

İstatistik nedir ?

İstatistik veya sayıtım, belirli bir amaç için veri toplama, tablo ve grafiklerle özetleme, sonuçları yorumlama, sonuçların güven derecelerini açıklama, örneklerden elde edilen sonuçları kitle için genelleme, özellikler arasındaki ilişkiyi araştırma, çeşitli konularda geleceğe ilişkin tahmin yapma, deney düzenleme ve gözlem ilkelerini kapsayan bir bilimdir. Belirli bir amaç için verilerin toplanması, sınıflandırılması, çözümlenmesi ve sonuçlarının yorumlanması esasına dayanır.


İstatistik doğa bilimlerinden sosyal bilimlere kadar geniş bir alanda uygulanabilmektedir. Aynı zamanda iş dünyası ve hükûmetle ilişkili tüm alanlarda karar almak amacıyla kullanılır. İstatistik yukarıdaki anlamıyla tekildir. Sözcüğün çoğul anlamı, "sistemli bir şekilde toplanan sayısal bilgiler"dir. Örnek olarak nüfus istatistikleri, çevre istatistikleri, spor istatistikleri, millî eğitim istatistikleri verilebilir.

İstatistiği öğrenmedeki amaç, bir araştırmada, elde edilen verilerin hangi istatistiksel yöntemler kullanılarak yorumlanacağını bilmektir.

İstatistiksel yöntemler, toplanmış verilerin özetlenmesi veya açıklanması amacıyla kullanılır. Bu tür bir yaklaşım betimsel istatistik adını alır. Buna ek olarak verilerdeki örtüşmelerin (kalıplar veya örüntüler), gözlemlerdeki rassallığı ve belirsizliği göze alacak şekilde, üzerinde çalışılan anakütle veya süreç hakkında sonuç çıkarma amacıyla modellenmesi, çıkarımsal istatistik adını alır. Hem betimsel istatistik hem de tahminsel istatistik, uygulamalı istatistiğin parçaları olarak sayılabilir. Matematiksel istatistik adı verilen disiplin ise konunun teorik matematiksel altyapısını inceleyen disiplindir.

İstatistiğin diğer bölümlerle olan ilişkilerinden doğan kavramlar şu şekilde gösterilebilir: Ekonomi+İstatistik = Ekonometri, Psikoloji+İstatistik = Psikometri , Tıp+İstatistik = Biyoistatistik , Sosyoloji+İstatistik = Sosyometri, Tarih+İstatistik=Kliometri.

İstatistiğin tarihçesi

İstatistik kelimesi Modern Latince'deki statisticum collegium (devlet konseyi) ve İtalyanca'daki statista (devlet adamı, politikacı) kelimelerinden türemiştir. Kelime ilk olarak Almanca'da Gottfried Achenwall tarafından devlete ait verilerin sunulduğu Statistik (1749) adlı eserde devlet bilimi anlamında kullanılmıştır. Bu tanımı içeren İngilizce terim ise o dönemde political arithmetic (siyasi aritmetik) olarak geçmekteydi. İstatistik kelimesi veri toplama ve sınıflandırma anlamını ise yaklaşık olarak 19. yüzyılın başlarında kazandı. Terim İngilizce'ye Sir John Sinclair tarafından aktarıldı. Statistik adlı eserin temel amacı hükûmet tarafından ve yönetimsel organlar tarafından kullanılacak veriler sunmaktı. Eyaletler, ve yerel bölgeler hakkında bilgi toplama işi ulusal ve uluslararası istatistik kurumları tarafından sürdürülmektedir. Daha dar anlamda nüfus hakkında düzenli bilgiler ise nüfus sayımları ile elde edilir.20. yüzyıl boyunca kamu sağlığı ile ilgili konularda (epidemiyoloji, biyoistatistik), ekonomik ve sosyal (işsizlik, ekonometri gibi) alanlarda daha titiz araçlara ihtiyaç duyulması istatistiksel uygulamalarda ilerlemeyi zorunlu kılmıştır. Bu ihtiyaç özellikle I. Dünya Savaşı sonucu gelişen, nüfusları hakkında derin bilgi sahibi olmak isteyen refah devletlerinde daha belirgin olmuştur. Bu anlamda "toplum yönetimi adına bilgi toplama isteği" filozof Michel Foucault tarafından biyogüç olarak nitelendirilmiştir, bu terim daha sonra pek çok yazar tarafından da kullanılmıştır. İstatistiğin matematiksel temelleri Pierre Fermat ve Blaise Pascal'ın 1654 yılına kadar giden olasılık kuramı hakkındaki yazışmalarına dayanır. Christiaan Huygens (1657) konunun bilinen ilk bilimsel uygulamasını sunmuştur. Jakob Bernoulli'nin Ars Conjectandi (posthumous, 1713) ve Abraham de Moivre'nin Doctrine of Chances (1718) adlı eserleri konuya matematiğin bir dalı olarak yaklaşmıştır.


Hata teorisi Roger Cotes'nin Opera Miscellanea (posthumous, 1722) adlı eserine dayanır , fakat teorinin gözlem hatalarına uygulanmasının ilk örneği Thomas Simpson tarafından 1755'te yazılan (basım: 1756) bir bildiride bulunur. Bu bildirinin 1757 yılındaki tekrar basımı pozitif ve negatif hataların eşit derecede olasılıklı olduğu aksiyomunu kabul ederken, bütün hataları içinde bulunduracağını varsayabileceğimiz belirli tanımlanabilir limitlerin varlığından söz ederek "sürekli hatalar"ı ve bir olasılık eğrisini sunar.

Pierre-Simon Laplace , olasılık teorisinin ilkelerine dayanarak gözlem kombinasyonları için bir kural geliştirmeye çalıştı (1774). Hata olasılıkları kanununu bir eğri ile gösterdi.

Quetelett; biyoloji, tıp ve sosyoloji'de istatistik metotlarını kullanmıştır.

Galton; kalıtım, varyasyon, regresyon ve korelasyon konularını incelemiştir.

Pearson ve Fisher biyoistatiksel genetik ve populasyon genetiği alanında çalışmışlardır.

Kavramsal Bakış

İstatistiğin bilimsel, endüstriyel veya toplumsal bir probleme uygulanmasında önce üzerinde çalışılan süreç veya anakütle ele alınır. Bu anakütle bir ülkedeki insanların nüfusu, kayadaki kristal miktarı veya belirli bir fabrikanın belirli bir dönemde ürettiği mallar olabilir. Bunun yerine farklı zamanlarda gözlenen bir süreç de olabilir; bu şekilde toplanan veri zaman serisi adını alır.

Pratik nedenlerden ötürü, bütün bir anakütle hakkında veri toplamak yerine genelde anakütleden seçilen bir altküme (örnek veya örneklem) üzerinde çalışılır. Örnek hakkındaki veri deney veya gözlem yoluyla elde edilir. Bundan sonra veri istatistiksel analize tâbi tutulur. Bunun iki amacı vardır: açıklama (betimleme) ve sonuç çıkartma.

Betimsel istatistik, örneklemi sayısal veya grafiksel olarak özetlemek amacıyla kullanılabilir. Sayısal göstergelere temel örnek olarak ortalama ve standart sapma gösterilebilir. Grafiksel özetler çeşitli türde grafik ve tabloları içerir.

Çıkarımsal istatistik verideki örtüşmeleri modellemek için kullanılır, olasılığı göze alır ve daha büyük bir istatistiksel yığın hakkında sonuç çıkarır. Bu sonuçlar, evet/hayır şeklinde cevaplar olabileceği gibi (hipotez testi), sayısal özelliklerin tahmin edilmesi (istatistiksel tahmin) gelecekteki değerlerin öngörülmesi (istatistiksel öngörü), veriler arasındaki doğrusal ilişkinin yorumlanması (korelasyon), veya bu ilişkilerin modellenmesi (regresyon analizi) şeklinde olur. Diğer belli başlı matematiksel modelleme teknikleri varyanslar analizi ANOVA, zaman serisi, ve veri madenciliğidir.

Burada özellikle korelasyon konusu ele almaya değerdir. Bir veri kümesinin analizi iki değişkenin beraber hareket ettiğini (yani ele alınan ana kütlenin iki özelliğinin benzerlik gösterdiğini) ortaya çıkarabilir. Örneğin yıllık gelirle yaşam süresini ele alan bir çalışma fakir insanların varlıklı insanlardan daha kısa bir yaşam süresine sahip olduğunu bulabilir. Burada gelirle yaşam süresi arasında bir korelasyon olduğu söylenebilir. Fakat buradan asla gelir yaşam süresinin sebebidir veya sonucudur anlamı çıkarılmamalıdır.

Eğer örneklem, anakütleyi temsil etme yeterliliğine sahipse, örnekten elde edilen sonuçlar ve çıkarımlar bir bütün olarak anakütle hakkında bilgi verebilir. Burada asıl problem seçilen örneklemin anakütleyi temsil kabiliyetine sahip olup olmamasıdır. İstatistik, örneklemde ve veri toplama sürecinde ortaya çıkan hataları gideren, örneklemin rassal olmasını sağlayan araçlar sunar. Aynı zamanda güvenilir deneysel sonuçların elde edilmesini sağlayan yöntemler de sunar.

Bu şekilde bir rassallığın anlaşılmasını sağlayan temel matematiksel kavram olasılıktır. Matematiksel İstatistik (İstatistik kuramı), İstatistiğin Matematiksel altyapısını incelemek için Olasılık kuramı ve Matematiksel Analizden faydalanan Uygulamalı Matematik dalıdır.

İstatistiksel yöntemler

Deneye ve gözleme dayalı çalışmalar

İstatistiksel araştırmaların ortak amaçlarından biri nedenselliği incelemek ve özelde tahmin edicilerdeki veya bağımsız değişkenlerdeki bir değişimin bağımlı değişken üzerindeki etkisini incelemektir. Nedenselliği ele alan temelde iki tür istatistiksel yöntem bulunur: deneysel çalışmalar ve gözleme dayalı çalışmalar. İki çalışma türünde de bağımsız değişken veya değişkenlerdeki farklılıkların gözlenen bağımlı değişken üzerindeki etkisi incelenir. Bu çalışma türlerinde oluşan fark ise yöntemin uygulanma biçimidir. Yöntemlerin ikisi de verimli sonuçlar ortaya koyabilir.

Deneysel yöntemde çalışılan sistem üzerinde bir takım ölçümler yapılır, sistem üzerinde oynamalar yapılır, ve bu oynamaların sistem üzerinde etkisi olup olmadığını anlamak için tekrar ölçüm yapılır. Gözleme dayalı yöntemde ise sisteme müdahale olmaz, bunun yerine veri toplanır ve tahmin edicilerle (bağımsız değişkenler) tepki değişkenleri(bağımlı değişkenler) arasındaki örüntüler araştırılır.

Deneysel çalışmaya örnek olarak Western Elektrik Şirketi'nde aydınlatmanın çalışanlar üzerindeki etkisini araştıran Hawthorne deneyi verilebilir. Deneyde önce santraldeki üretim ölçülmüş, daha sonra kayan bant etrafında çalışan işçilerin aydınlatma koşulları değiştirilmiştir. Bütün deney sonuçları aydınlatmanın verimliliği arttırdığını göstermiştir. Ne var ki bu çalışmanın sonuçları deneysel yöntemdeki hatalar sebebiyle ciddi eleştiriler almıştır. Örneğin çalışmada kontrol grubu kullanılmamıştır.

Gözleme dayalı çalışmaya örnek olarak sigara kullanımı ve akciğer kanseri arasındaki bağınıtıyı inceleyen bir araştırma gösterilebilir. Bu tür çalışmada ilgi alanları hakkında bilgi toplamak için anket yöntemini kullanır ve sonra bilgiler istatistiksel analiz altında incelenir. Bu örnekte araştırmacılar sigara içen ve sigara içmeyen gruplardan bilgi toplar ve her iki gruptaki kanser vakası sayısı ele alınarak karşılaştırılır.

Bir deneyin temel adımları:

1. Araştırmanın planlanması, bilgi kaynaklarının, araştırmanın konusunun belirlenmesi, öne sürülen yöntemdeki ahlaki yönlerin ele alınması.

2. Sistemin modellenmesi, bağımlı ve bağımsız değişkenler arasındaki ilişkiye odaklanma.

3. Bir gözlem grubunu ortak yönlerini ele alacak şekilde özetlemek.

4. Gözlemlediğimiz dünya hakkında sayıların bize neler söylediğini açıklamak.

5. Çalışmanın sonuçlarını belgelemek ve sunmak.

Ölçülme ölçekleri

Bakın: Stanley Stevens "Scales of measurement" (1946): isimsel, sırasal, aralıksal, oransal

İstatistik verileri sayılar halinde olup bu sayılar için dört çeşit ölçülme ölçeği şeklinde elde edilme olabilirliği vardır. Bu verilerin dört çeşit ölçülme ölçeği olabileceğini ilk defa 1946'da Amerikan istatistikçi Stanley Stevens ortaya atmıştır. Stevens'in dört ölçülme ölçeği şunlardır: isimsel, sırasal, aralıksal ve oransal. Her bir değişik ölçülme ölçeğine göre elde edilen istatistiksel veriler değişik matematiksel güçte olup her biri için kullanılabilecek matematik işlemler ve betimleyici ve çıkarımsal istatistiksel işlemler ve analizler değişiktir.

İsimsel ölçekte verilerde sayılar sadece birbirinden karşılıklı ayrılık gösteren kategorilere verilen adlardır ve bu isim/sayı sırası ve aralığı veya orijini için hiçbir matematiksel özellik yoktur. Bu çeşit ölçekte verilere ancak çok zayıf istatistik betimleyici ölçüler ve çıkarımsal analizler uygulanabilir.

Sırasal ölçek verilerdeki sayılar birbirinden karşılıklı ayrantılı kategorilere isim verdiği gibi, bu kategoriler arasındaki rütbe ve sıralı düzeni de açıklarlar. Sayı değerleri arasındaki sırasal düzen değiştirilemeden her kategoriye atıf edilen gerçek sayı değiştirilebilir (yani monotonik dönüşüm uygulanabilir.) Sayılar arasında büyüklük farkı önemli olmadığı için değişik kategori sayıları üzerinde uygulanan bir basit aritmetik işlem (toplama, çıkarma, çarpma veya bölme) anlamsız sonuçlar verebilir.

Aralıksal ölçekte veri sayıları gerçekten sayı olup aralarındaki değişikler basit aritmetik işlem için bile anlamlıdır. Ancak aralıksal ölçekde veri değerleri için sayıların başlama orijini (yani 0 değer) keyfidir. Örneğin ısı derecesi olarak elde edilen veriler aralıksaldır. Ölçüm ölçeği santigrad olabilir; ancak değişik 0 orijin değerleri olan fahrenhayt da olabilirler.

Oransal ölçekte veriler hem değişik ölçümler arasında farklar anlamlıdır ve hem de bunlar için gerçek bir 0 başlangıç noktası mevcuttur. Yine ısı derecesi örneği verilirse Kelvin derecesi oransal ölçektedir; çünkü orijin (-273 °C mutlak sıfır) 0°Kelvin olur; bu bir gerçek ) noktasıdır ve bu ısı derecesi altında ısı olamaz.

İsimsel veya sırasal ölçekle ölçülen değişkenler için veriler birlikte kategorik değişkenler olarak anılmakta ve aralıksal veya oransal ölçekte olan veriler kantitatif niceliksel değişkenler olarak adlandırılmaktadır.


Bilgisayar ile istatistiksel araştırma

20. yüzyılın ikinci yarısında bilgisayarların hesaplama gücü ve hızının inanılamayacak bir şekilde artması ve bilgisayar kullanımı yaygın bir hale gelmesi istatistik biliminin pratik uygulaması ve hatta teorik gelişmesi üzerine çok büyük etki yapmıştır. Pratik istatistik hesaplamanın çok zor olması dolayısıyla veri analizi devamlı olarak hesaplamanın kolaylaştırılması üzerine odaklanıp daha çok doğrusal modellere dayanmıştır. Çok yaygın kullanılan ve çok güçlü bilgisayarların kullanılmaya başlanılması ve sayısal algoritmaların geliştirilip bilgisayar yazılımları geliştirilmesi ile yeni doğrusal olmayan modeller (örneğin doğrusal olmayan regresyon, genelleştirilmiş doğrusal modeller, çok-seviyeli model gibi) pratikte kullanılmaya başlanmıştır.

Bilgisayar devrimi tekrar örnekleme yöntemi, özyükleme yöntemleri, Gibbs örneklemesi, permütasyon testleri gibi çok bilgisayara dayanan teknikler kullanılmaya başlamıştır. Diğer taraftan istatistik gibi temeli ileri matematiğe bağlı olmayan ve büyük bilgisayar gücüne dayanan (yapay sinir ağları veya veri madenciliği gibi) araştırma ve pratik veri inceleme yöntemleri gelişmiştir.

İstatistik biliminin geleceği 20. yüzyıl başındaki teorik gelişmelerden sonra, daha empirik ve pratik bir yaklaşım haline gelmektedir. Bu yaklaşımda genel hesaplama yazılım ve paketlere istatistik yöntemlerinin eklenmeleri (örneğin kutuzzilim programlarının istatistiksel bölümleri) ve özel şekil de hazırlanmış istatistiksel paketlerinin yaygın şekilde kullanılabilmesi büyük bir rol oynayacağı şüphesizdir.

İstatistiğin yanlış kullanılması

İstatistiğin yanlış kullanılması güç fark edilen ama çok ciddi tanımlama ve açıklama hataları ortaya çıkarabilir. Bu hatalar ciddidir çünkü ortaya yıkıcı hatalı kararlar çıkabilir. Örneğin sosyal siyaset, doktorluk ve tıp uygulamaları, köprüler gibi yapılar için yapısal güvenilirlik için veriler hep istatistiğin hatasız uygun şekilde kullanılmasına dayanır.

İstatistik doğru olarak uygulansa bile bu konu üzerinde pek az bilgi ve tecrübesi olanların istatistiksel sonuç çıkarımlarını yorumlayıp açıklaması çok zor olabilir. Veri setindeki bir trendin istatistiksel anlamlılığının (yani trendin bir örneklemde her ne kadar rastgele değişim tarafından ortaya çıkacağını açıklanabileceğinin) incelenmesi, bu anlamlılık kavramının sezgi yoluyla ortaya çıkmasıyla aynı olabildiği gibi, çok kere de değişiktir. Bu demektir ki sezgiye dayanan çıkarımlar uygun olmayan kararlara yol açabilir. Kişilerin istatistiksel cahilliğinden ayrılıp günlük yaşamlarında veriler ve enformasyon ile uygun şeklide uğraşmaları için yeterli derecede istatistiksel beceriye sahip olmaları (ve yeter derecede kuşkulu olmaları) için hiç olmazsa düşük bir seviyede istatistik eğitiminden geçmeleri ve istatistiksel okur-yazarlık niteliği kazanmaları gerekir.

İstatistik bilgisinin hatalı ve yanlış kullanıldığına dair epeyce geniş bir algı bulunmaktadır. Bu yetmezmiş gibi, çok kere yapılan hataların ve yanlış kullanılmanın bilinçli ve kasıtlı yapıldığı hissi doğmaktadır. Hatalı analiz sonucu alınan kararın istatistiksel sonuçları sunan kişiye yarar sağlayabilmesi imkânı olduğu bilinmektedir. Bir 19. yüzyıl İngiliz başbakanı olan Benjamin Disraeli'ye atıf edilen "Üç türlü yalan bulunmaktadır: yalanlar, lanetli yalanlar ve istatistikler." cümlesi nerede ise atasözü gibi kullanılmaktadır. Amerikan Harvard Üniversitesi Başkanı "Lawrence Lovell" 1909’da istatistik "börek gibidir ve ancak kimin tarafından yapıldığı bilinirse ve içindekilerden insan emin olabilirse o zaman tatmin edicidir" sözleri de bu kasıtlı bilinçli istatistik hatası yapma algısına biraz daha açıklama katar.

İstatiksel değerlendirme

İstatistiksel değerlendirme temelde 4 farklı metot uygulanır:[kaynak belirtilmeli]

Katılım grafikleri,

Kontrol listeleri,

Sıklık dağılımı,

Sıklık çizelgeleri.

28 Nisan 2022

İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG)

İş sağlığı ve güvenliği, 'İSG' kanun, yönetmelik ve tebliğler ile çalışanların korunmasını sağlamaya yönelik inceleme ve uygulamalar bütünüdür.


İş güvenliğinin önemi

Hızlı sanayileşme ve teknolojik gelişmeler ile doğru orantılı olarak özellikle iş yerlerinde çalışan kişilerin güvenliği ile ilgili bazı sorunlar da açığa çıkmıştır. Bu sebeple bir takım önlemleri önceden alarak iş yerlerini güvenli hale getirmek gerekmekte olduğundan iş güvenliği oldukça önem kazanmıştır.

İş sağlığı ve güvenliği

İş sağlığı ve güvenliği; işin yapılması sırasında iş yerindeki fiziki çevre şartları sebebiyle işçilerin maruz kaldıkları sağlık sorunları ve mesleki risklerin ortadan kaldırılması veya azaltılması ile ilgilenen bilim dalıdır. Bir kuruluşun gerçekleştirdiği faaliyetlerden etkilenen tüm insanların (çalışanların, geçici işçilerin, alt yüklenici çalışanlarının, ziyaretçilerin, müşterilerin ve iş yerindeki herhangi bir kişinin) sağlığına ve güvenliğine etki eden faktörleri ve koşulları inceleyen bilim dalı olarak tanımlanmaktadır.

İş yerlerinde işin yürütülmesi ile ilgili olarak oluşan tehlikelerden, sağlığa zarar verebilecek şartlardan korunmak ve daha insanî bir iş ortamı meydana getirmek için yapılan metotlu çalışmalar.

Genel anlamda, hem çalışanları korumayı (İş Güvenliği), hem de bütün işletmenin ve üretimin güvenliğini, yani etraftakilerin ve çevrenin korunmasını esas alan tedbirlerin bütünüdür.

İş yerinde çalışan işçilerin sağlığını ve iş güvenliğini sağlamayı, bir başka ifadeyle, iş yerinde doğabilecek, iş kazası ve meslek hastalıkları gibi her türlü riske karşı gerekli tedbirleri almayı, bu husustaki şartları yerine getirmeyi, bu hedefleri yerine getirmeye yardımcı olabilecek araç-gereçlerin eksiksiz bulundurulmasını öngören, genelde bunların uygulanmasından işverenin sorumlu tutulduğu fakat işçilerin de öngörülen tedbirlerle ilgi olarak usul ve şartlara uymalarını isteyen bir kavramdır.

Kanuni Dayanak: 6331 Sayılı İş Sağlığı ve İş Güvenliği Kanunu, işveren ve çalışanların, iş yerindeki iş güvenliği ve iş sağlığının sağlanması ve mevcut koşulların iyileştirilmesi için yetki ve sorumluluklar ile hak ve ödevleri düzenler. İş Sağlığı ve İş Güvenliği Kanunu, herhangi bir alanda, herhangi bir unvan ve şekil ile çalışan herkes için geçerlidir. Kamu ve özel sektör ayrımı gibi bir durum 6331 Sayılı Kanun için geçerli değildir. İş yerlerindeki tüm işçi ve işverenlerin, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili görevleri bu kanunda belirtilmiştir. İşçileri iş kazaları ve meslek hastalıklarından korumaya yönelik önlemleri almak ve onları bu konuda bilgilendirmek, İş Sağlığı ve Güvenliğinin temelini oluşturmaktadır. 4857 Sayılı İş Kanunu’nun Beşinci Bölüm’ü (m.77-89) İş Sağlığı ve Güvenliği’ne ayrılmıştır. Bu bölümde; iş sağlığı ve güvenliği konusunda işçilerin ve işverenlerin yükümlülükleri, iş yerinde iş sağlığı ve güvenliğine aykırı bir durumun tespiti halinde iş yerinin kapatılması veya işin durdurulması, iş sağlığı ve güvenliğinin iş yeri seviyesinde örgütlenmesi (iş sağlığı ve güvenliği kurulu, iş yeri sağlık birimleri ve iş yeri hekimi, iş güvenliği ile görevli mühendis veya teknik elemanlar, sağlık ve güvenlik işçi temsilcisi), çalışma hayatında kadın ve çocuk işçilerin korunmasına yönelik hükümler düzenlenmektedir.

İSG'nin bilimsel dayanakları

Temel Mühendislik Bilimleri

Tıp

Ekonomi

Hukuk

Psikoloji

Sosyoloji

İSG'nin Türkiye'de belirlendiği yasalar

6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu

4857 Sayılı İş Kanunu

Türk Ceza Kanunu

Borçlar Kanunu

Türk Tabipleri Birliği Kanunu

Çevre Mevzuatı

Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu

Türk Ticaret Kanunu

İSG'nin ilgi alanları

İş sağlığı ve güvenliği konusunda işverenin yükümlülükleri

İş sağlığı ve güvenliği konusunda işçilerin yükümlülükleri

İş sağlığı ve güvenliği konusunda devletin yükümlülükleri

İş sağlığı ve güvenliği kurulları

İş yeri sağlık birimleri ve iş yeri hekimliği

Çalışma hayatında çocuk işçilerin korunması

İşverenler kanunu

Çalışma hayatında kadın işçilerin korunması

İşçi sağlığını olumsuz yönde etkileyen bazı faktörler

Gereğinden fazla sıcak ve nemli ortamlarda veya kirli havada çalışmak.

Yetersiz ışıklandırma.

Fazla gürültü.

Bedeni, gözü ve(ya) kulağı yoğun olarak yoran işler.

Çalışma tempoları.

Ara verme imkanlarının az olması.

Gece işi veya vardiya işler.

Ağır çalışma şartları.

İş yeri atmosferinin kötü olması ve iş stresine sebebiyet verebilecek bütün olumsuz etkenler.

Avrupa Birliği Ülkelerde İş Güvenliği

ESAW (Avrupa İş Kazası İstatistikleri) 1990‘lı yıllarda AB ülkelerinde iş yerlerinde gerçekleşen kazalar hakkında karşılaştırılabilir bilgi toplamayı ve bir veri tabanı oluşturmayı amaçlamıştır. Bu amaçla bir anket çalışması gerçekleştirmiş ve bu çalışmanın sonuçlarını bir rapor haline getirerek yayımlamıştır. Burada iş kazalarında ulusal bilgilendirme sistemi üzerine (National Declaration Systems of Accidents at Work) üye ülkelere gönderilen ve doldurmaları istenen sorulara verdikleri cevaplar aktarılmaya çalışılmıştır.

Tüm Avrupa Birliği ülkelerinde ekonomik sektör/branş ayrımı yapılmaksızın bir iş yerinde kaza olduğunda bu durum derhal ilgili kuruma bildirilmektedir. Tüm üye ülkeler Hollanda ve Yunanistan hariç iş kazalarıyla ilgili farklı bir sigorta programına sahiptir. Birçok durumda (12 üye ülke) söz konusu program 50 yıldan daha eski bir geçmişe sahiptir. Tüm ülkelerde (Hollanda hariç) işçiler için sigorta zorunludur. İngiltere, İsveç, Lüksemburg, Avusturya ve Portekiz‘de tüm kendi adına çalışanlar (self-employed) için sigorta zorunlu hale getirilmiştir. Almanya, Fransa, Danimarka, İtalya, İspanya ve Finlandiya‘da kendi adına çalışanların sigorta kapsamında olması bazı özel faaliyetler için (başlıca tarım, balıkçılık) zorunludur.

Sigortacılık, kamu sosyal güvenlik sisteminin bir parçası olabilmekte (Hollanda, Fransa, Birleşik Krallık), özel sigortacılık faaliyetleriyle yürütülebilmekte (Finlandiya, Belçika, Portekiz, Danimarka) ya da çok veya az devlet kontrolü altında fayda gütmeyen özel organlarca ( Almanya, ispanya, İtalya, Avusturya, Yunanistan, İsveç, İrlanda, Lüksemburg, İsviçre) sunulan hizmetlerce götürülmektedir. Bazı ülkelerde bu bahsedilen sigortacılık faaliyetleri birlikte de ( örneğin, Finlandiya, Portekiz, Belçika, İspanya, Danimarka, İsviçre) yürütülebilmektedir. Bazı durumlarda Devlet (Belçika, Portekiz, Danimarka) kendi işçileri için sigorta hizmeti sunmaktadır. Serbest piyasa şartlarında özel sigorta şirketleri de faaliyet göstermektedir. Üye ülkeler içerisinde sadece İspanya‘nın fayda gütmeyen organlar içerisinde sigortacılık sisteminin yönetilmesinde rekabeti desteklediği görülmektedir.

İstatistikler

2010 SGK iş kazaları ve meslek hastalıkları

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK)’nun iş kazaları ve meslek hastalıklarına ilişkin 2010 yılı istatistikleri yayımlandı. Sonuçlar yaklaşık 10 milyon çalışana ilişkin verileri kapsıyor. SGK verilerine göre 2010 yılında 62 bin 963 iş kazası yaşandı, 533 meslek hastalığı tespit edildi. Bunların 1.454’ü ölümle sonuçlandı. 2009 yılı sonuçları ile karşılaştırıldığında; meydana gelen iş kazalarında yüzde 2 azalma, meslek hastalığı sayısında yüzde 24 artış olduğu görüldü.

Verilere göre faaliyet grupları bazında sıralama yapıldığında, 2010 yılında en fazla iş kazasının 8 bin 150 kaza ile Kömür ve Linyit Çıkartılması faaliyetinde yaşandığı görüldü. Bunu 6 bin 918 kaza ile Makine ve Teçhizatı Hariç Fabrikasyon Metal Ürünleri İmalatı, 4 bin 621 kaza ile Ana Metal Sanayi izledi.

En fazla iş kazasının yaşandığı iller sıralamasında ilk üç sırayı İstanbul (7 bin 991), İzmir (7 bin 942) ve Bursa (7 bin 580) aldı. Yaşanan iş kazalarının en önemli nedenleri; bir veya birden fazla cismin sıkıştırması, ezmesi, batması ve kesmesi, düşen cisimlerin çarpıp devirmesi, kişilerin düşmesi ve makinelerin sebep olduğu kazalar şeklinde sıralandı. Bu nedenlerle yaşanan kazalar, toplam kazaların yüzde 82’sini oluşturdu.

2010 yılında iş kazaları ve meslek hastalıkları sonucu kaybedilen işgünü sayısı, bir önceki yılın verilerine göre yüzde 4,6 oranında azalma ile 1 milyon 516 bin 24 olarak belirlendi. Bunların yaklaşık 50 bini hastanede yatarak tedavi şeklinde geçirildi.

Verilere göre en çok iş kazası;

Yaş gruplarına göre dağılımda 25-29 yaş grubundakilerde, • İş yerinde çalışan sigortalı sayılarına göre 1-3 arası işçi çalıştırılan iş yerlerinde, • İşçinin son işveren nezdindeki çalışma süresine göre 3 ay-1 yıl arası kıdemlilerde, • 2. iş saatinde yaşandı. Meydana gelen iş kazaları sonucu yaşanan geçici iş göremezlik sürelerinin kişi başı ortalama 24 gün olduğu tespit edildi. Bu oran erkeklerde 24, kadınlarda 18 olarak hesaplandı.

Sonuçlara göre ölümlü iş kazası sayısı 2010 yılında da artış gösterdi. 2010 yılında bir önceki yıla göre yüzde 23 artış ile 1.444 kişi iş kazası sonucu yaşamını kaybetti. 2010 yılında iş kazalarında en yüksek ölüm oranı 264 ile “Bina İnşaatı” faaliyet grubunda meydana geldi. Bunu 133 ile Kara Taşıma. ve Boru Hattı Taşımacılığı, 107 ile Bina Dışı Yapıların İnşaatı, 104 ile Özel İnşaat Faaliyetleri izledi.

Türkiye Şehirleri Türkiye Coğrafyası Dünya Şehirleri Dünya Coğrafyası Ülkeler



  • Blog Yazıları


    Email
    KISA KISA
    X



    Folower Button

    Takipçiler

    Company Info | Contact Us | Privacy policy | Term of use | Widget | Advertise with Us | Site map
    Copyright © 2020. merhancag . All Rights Reserved.

    Bilgi Mesajı

    Duvarı Aşamıyorsan Kapı Aç

    Kıssadan hisse Kısa Kısa'da sizi bekliyor...

    facebook sayfamızı takip edebilirsiniz!